Kaşa gidildiğinde yapılacaklar 2: Safari

Aslında bir çok turistik merkezde safari turu yapılıyor. Klasik bir safari jeepiyle yolculuk yapıyorsunuz. Ama tabiiki Kaş'taki safari turunu güzel kılan bazı farklılıklar var.

Kaş merkezdeki 'Latebreaks Safari' yazılı standlardan kişi başı 25 liraya yerinizi ayırtabilirsiniz. Konsept olarak iki araba yola çıkılıyor ve gün sonuna kadar yolcular ve şoförler sürekli tatlı bir rekabet içinde oluyorlar.

Kahvaltı için durduğunuz ağaçların arasındaki gözlemeci ilk durağınız. Gözlemelerin çok iyi olduğunu söyleyemem. Peynir veya patates dururken gözlemelerin içine sadece yeşil soğan koymalarına pek anlam veremedim. Peynirli gözleme istediğimizde anlaşmalarının sadece yeşil soğanlı olduğunu ve peynirli gözleme yapamayacaklarını söylediler. Sırf aç kalmamak için yemek zorunda kaldık. Kahvaltı yaptığınız yerde içi su dolu balonlar ve su tabancaları satıldığını göreceksiniz. Ne alaka demeyin çok abartmadan alabildiğiniz kadar alın. Yine iki araba yolunuza devam ederken birden birbirleriyle yarisa giriyorlar ve su tabancalaro ve su dolu balonlarla diger arabadakileri islatmaya basliyorsunuz. Antalya'nın o kavurucu sıcağında ıslanmak o kadar iyi geliyor ki. Her iki tarafta sırılsıklam olana kadar yarış devam ediyor. Sonra Fethiye'deki Saklıkent Kanyonuna varıyorsunuz.

Saklıkent Kanyonu
Uzunluğu 18km genişliği 200m dir ve Türkiye'nin en uzun kanyonudur. Kanyonun tabanından buz gibi ve çok şiddetli su akar. Bir süre tahta köprü üzerinde ilerledikten sonra kanyon içerisinde yürüyebilmek için yaklaşık 50m kadar o şiddetli ve soğuk suyun içinden geçmeniz gerekiyor. İplere ve birbirinize tutunarak suyun içerisine giriyorsunuz. Fakat su hiç abartısız beyin donduran cinsten 3-5 dakika içinde suyu geçip daha sakin ve suyu daha sıcak olan kanyon içine geçiyorsunuz ve yürümeye başlıyorsunuz. Ayaklarınızın altından tatlı tatlı akan suyla beraber kanyonun o heybetli güzelliğini seyrediyorsunuz.

Kanyona başlangıç noktasına geri döndüğünüzde(evet o suyu iki kere geçmiş oluyorsunuz) size iki aktivite seçeneği sunuluyor: Rafting ve Zipline.

Zipline çok istememe rağmen arkadaşlarımın ısrarı üzerine Rafting yapmaya karar verdim. Muhtemelen benim beceriksizliğim yüzünden hiç keyif almadım ve tek amacım bitiş noktasına bir an önce ulaşmaktı. Bitiş noktasında arabalarınız sizi bekliyor ve sizi alıp tekrar Kaş'a doğru yola çıkıyor.

Kanyonda yorulmuşsunuz, Raftingde boğuşmuşsunuz ve yorgunluktan ölmek üzeresiniz. "Daha da biyere gitmem" diye düşünürken arabanız sizi Kaputaş plajına götürüyor. Denizin o muhteşem rengini görünce anında fikriniz değişiyor.

Kaputaş Plajı
Yer altından akan suların kıyıda çakıl taşları arasından süzülmesiyle bu turkuaz rengini alıyormuş. Deniz biraz dalgalı ve birden derinleştiği için yüzme bilmeyenler için pek uygun değil. Belediye tarafından işletildiği için şezlong ve şemsiyeyi 5TL gibi bir fiyata kiralayabilirsiniz. Tepede bir yandan bu güzelliği seyredip keyiflenirken Kaputaş'ın yapımı sırasında duvarlardan düşüp hayatını kaybeden 4 işçinin isimlerinin yazılı olduğu tabelayı görüp hüzünlenirsiniz. Denize ulaşmak için yaklaşık 190 basamaklık merdiveni inmeniz gerekir. Ama inanın buna değer. Plaj çıkışında şoförler size serin serin koca birer dilim karpuz ikram eder ve Safari turunuz keyifli bir şekilde sonlanır.

Paylaş

Doğal Mekanlar Hakkında

Gezmeyi seven bir çift insan sloganı ile çıkmış olduğumuz blog serüvenine doğal mekanlar ismi ile renk katmaya çalışan bir çift insanlar.
Uzun süredir blog kurma hayalimizi 2016'nın sonbaharında gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Yazılarımızı okuduktan sonra olumlu veya olumsuz yorumlarınızı mutlaka bekliyoruz.

0 yorum:

Yorum Gönder